KOLAY YEMEKLER - YEMEK TARİFLERİ - SİTEME HOŞ GELDİNİZ...!-kolayyemekler.tr.gg


   
 
  OSMANLI MUTFAĞI



OSMANLI MUTFAĞI

OSMANLI YEMEKLERİ

OSMALI RAMAZAN SOFRALARI





Padişahlar nasıl beslenirdi hiç düşündünüz mü? Sarayda en çok hangi sebze tüketilirdi? Ne içilirdi?

İşte Osmanlı mutfağının püf noktaları ve padişahlara özel yemekler..

Saray mutfaklarında sıradan halkın tükettiği bulgur yerine pirinç, bal- pekmez yerine şeker, esmer ekmek ve yufka yerine beyaz mayalı ekmek çeşitleri tüketilirdi.

Osmanlı sofralarında su yerine şerbet ve hoşaf içilirdi.

Koyun ve kuzu eti tercih edilirdi.




Yemeğini yalnız yiyen Fatih Sultan Mehmet en çok karides, tavuk ve balık severdi. 

Fatih Sultan Mehmed için pişen yemeklerde en çok yumurta kullanılırdı. Örneğin, tavuk kızartmasında, özel lapa ve peynirli pidede en çok harcanan yumurtaydı. 

Fatih`in padişah sofrasında yenen etler koyun, tavuk, kaz, baş, paça ve işkembeydi. 




Sultan II. Abdülhamid'in en çok sevdiği yemek soğanlı yumurtaydı. Soğanlı yumurtayı kim iyi yaparsa o ödüllendirirdi. Soğanlı yumurtanın yapılması, pişirilmesi çok büyük bir marifet gerektirirdi. Soğanlı yumurtanın pişirilmesi üç buçuk saat sürerdi.

Sarayda ekmeğe çok önem verilirdi. Has beyaz ekmek, en has beyaz ekmek, sıradan ekmek gibi çeşitlere ayrılıyor ve saraydaki hiyerarşik yapıya göre dağıtılırdı. Sultan en has ekmeği yerdi.

En çok sevilen sebze patlıcandı. Ancak patlıcan da Anadolu'dan değil Çin'den gelen bir sebzeydi.

Fasulye, patates, hindi, kakao, mısır, bazı kabak çeşitleri Amerika kıtasının keşfinden sonra, yani 15. yüzyıldan sonra Osmanlı mutfağına girdi.





Bamyanın özel bir yeri vardı.

Misk ve gül suyundan helva, keten helva, bademli helva gibi yedi-sekiz çeşit helva vardı.

19 yüzyılda saray mutfağında et ve balık pişirilirken tarçın kullanılırdı.

Koruksuyu (olmamış üzümün suyundan yapılır) mutfakların demirbaşıydı.

Tencere yemekleri koruk, limon suyu, nar ekşisi, ve tabii ki soğan ve çeşitli baharatlar ile tatlandırılırdı.




Yemekler her zaman sadeyağ yani tuzsuz tereyağı ile pişirilirdi.

Domates, 18. yüzyıl sonu Osmanlı mutfağına 'yabani' olarak girdi. Daha sonra aşılanarak bugün bildiğimiz domates haline geldi. İlk hali kiraz domates boyutlarındaydı. Domates yeşilken tüketilirdi. Dolması, çorbası, zeytinyağlısı yapılırdı. Kırmızıya döndüğünde de çöpe atılırdı.

Şiş kebap bugünkü gibi demir şişte yapılmazdı. Şiş olarak defne dalı ya da patlıcan sapı kullanılırdı. Sıcaklıkla birlikte bunların aromaları ete geçer.





Sultanın yemeğini önce çaşnigirbaşı, yani çeşni tadıcı tadar sonra padişah yerdi. Yemekler sahanda gelirdi.

Sarayda en çok yenen sebzeler pırasa, lahana ve ıspanaktı.




Bugün bizim bildiğimiz asma yaprağından sarmalar Osmanlı'da fındık kestanesi yaprağının sürgünlerinden, at kestanesi yaprağından, ayva yaprağından, fasulye yaprağından yapılırdı.


SARAYDA İFTAR SOFRASI
Fatih Sultan iftarda ne yerdi

Sarayda yemek, mutlaka çorba ile başlardı. Et veya tavuk suyuna şehriye, yahut hindi derisiyle hafif sirke ve sarımsaklı tuzlama çorbasını "Yumurta-yı Hümayun" takip ederdi.

Topkapı Sarayı terk edilip padişahlar Dolmabahçe Sarayı'nda veya diğer dış saray yahut mevsimlik köşklerde oturdukları zamanlarda bile Kadir geceleri mutlaka Topkapı Sarayı'na gelip burada iftar ederek yatsı ve teravih namazlarından sonra yapılan Kadir Gecesi dua törenine katılır ve bazen de o gece orada kalırlardı.

Topkapı Sarayı'ndaki iftarda padişaha Yumurta-yı Hümayun ikram edilmesi ve onun bunu yemesi Osmanlı hanedanı geleneklerindendi. 

Bunun için evvela halka halinde kıyılmış soğan Halep yağında öldürülür derecede kavrulur, sonra ince dilimlenmiş tütünlük pastırma ilave edilip biraz da su katılarak pişilir, yeteri kadar şeker ve sirke ile de bir iki taşım kaynatıldıktan sonra açılan yuvalara günlük yumurta kırılıp kapağı kapatılarak kaskatı olmayacak derecede pişirilirdi.

Osmanlı sofralarında su yerine şerbet ve hoşaf içilirdi.Saray mutfaklarında sıradan halkın tükettiği bulgur yerine pirinç, bal- pekmez yerine şeker, esmer ekmek ve yufka yerine beyaz mayalı ekmek çeşitleri tüketilirdi. Koyun ve kuzu eti tercih edilirdi.

Bundan sonra sıra çöp veya fırın kebabı, kıymalı veya peynirli yahut ispanaklı kol, yahut da bohça böreği, ya da talaş kebabına geljrdi. Bunu ise elmasiye, muhallebi, güllaç gibi karışık hafif sütlü tatlılar takip ederdi. Bundan sonra ekşili bamya gelirdi ki bu, yemekte birinci turun bitip ikinci turun başladığına alametti.

İkinci tur, tavuk veya hindi fırını ile başlardı. Bunlar, fıstıklı, üzümlü, kestaneli ciğerli, katılı ve baharlı ala iç pilavı ile doldurulmuş bulunurdu. Bundan sonra bol etli mevsim sebzeli, yine mevsimine göre zeytinyağlı barbunya enginar, imambayıldı, taze veya çalı fasulye vb. yemekler gelir, nihayet ortaya kat kat bıldırcınlı, beyinli halis amberbu pirinçten, mutlaka Vakfıkebir yağı ile pişmiş tepeleme pilav tepsisi gelirdi. İftar ziyafeti geleneksel olarak en sonra "arz-ı endam" eden cevizli, fıstıklı veya kaymaklı baklava ile son bulurdu.






TİRİT

Tirit düğün yemeği olarak bilinir. Anadolu'da yaygın olarak tüketilen bu yemeğin bir hikayesi vardır. 
Bu yemek Giritle ilişkilendirilir. Hani şu 24. yılında Fazil Ahmet Paşa’nın fethettiğimiz Girit adası.. 
Padişahlara bıkkınlık veren ada iki sultan eskitti. Ekonomiyi bozup ocakların isyanına neden oldu. İstanbul’da. 
130 bin şehit verdik. Nice evlatlar yitirdik 8 bin 336 kilometrekarelik topraklarda..
Giritle Tirit’in ne alakası var diyebilirsiniz. 24 yıllık Girit eziyeti Tirit’i sofralarımıza kattı. İşte tarihle ve yemeğin ilginç buluşması:
Sultan İbrahim ille de Girit’in alınması konusunda ısrarlıdır. Ama hiçbir girişim netice vermez.
Seneler seneleri kovalar. Sultanın Avcı Mehmed’in artık Girit ismini duymaya tahammülü yoktur.
Girit’i almadan kim gelirse ve kim bana Girit’ten bahsederse boynu vurula diye emir buyurur.
Aradan tam 24 sene geçer. Bir gün Fazıl Ahmet Paşa tarafından Girit alınır.
Gel gelelim bunu padişaha kimse söylemeye cesaret edemez.
Sonunda saray aşçısı çok güzel bir yemek hazırlayarak sultanın huzuruna çıkar ve yemeği kendi eller ile ikram eder.
Sultan sorar: “Bu yemeğin ismi ne?
Aşçı cevap verir: Sultanım bu yemeğin ismi TİRİT, alındı GİRİT.”
Bunun üzerine aşçı sultan tarafından ödüllendirilir.
Tirit de bundan böyle özel günlerin yemeği olarak sofralarda yerini alır.


Kaynak.İnternet haber

*********************************************


 

OSMANLI SARAY MUTFAĞI

OSMANLI YEMEKLERİ





27 Nisan 2018
DARÜZZİYAFE KÖFTESİ

Malzemeler:
200 gr.kuzu kıyma
400 gr.dana kıyma
150 gr.tavuk kıyma
1 adet iri kurusoğan
100-150 gr kadar mantar
1 yumurta<
yarım demet maydanoz
1 er çay kaşığı
karabiber,  kimyon, kekik
pulbiber, fesleğen, yenibahar,
1,5 tatlı kaşığı tuz
1 su bardağı ekmek kırıntısı veya
yarım su bardağı galeta unu biraz su
yarım su bardağı antep fıstığı
1 yufka 1-2 tatlı kaşığı tereyağ

Yapılışı:
Kıymaların hepsini karıştırma kabına alın.
Temizlenmiş soğanları ve yıkanıp soyulmuş mantarları iri parçalar halinde mutfak robotundan geçirin.
Kıymaların üzerine ekleyin. Yumurtayı kırın, kıyılmış Maydanoz, ekmek kırıntısı ve baharatları ve Antep fıstığını ekleyin.
Malzemelerin hepsini iyice yoğurun.
Yufkayı tezgaha serin, yapışmaması için yağlayın ikiye katlayın.
Yoğrulan malzemeyi kalın rulo haline getirin. Uzun kenarına hazırladığınız rulo köfteyi yerleştirin.
Yufkanın kenarlarını içe doğru katlayın ve üzerine yerleştirdiğiniz köfteyle birlikte rulo yaparak sarın.
Son katlama yerini su ile yapıştırın. Buzdolabında bekletin.
Buzdolabından aldığınız rulo köfteyi birer parmak kalınlığında dilimlere ayırın.
Izgara tavanızı iyice ısıtın, tereyağla hafif yağlayın.
Arkalı önlü çevirerek, dilimlerin her iki tarafını pişirin. servis tabağına alın.
Piyazlık doğranmış soğanı, sumak, tuz kıyılmış maydanoz ve limon suyu ile karıştırın.
Yanında domates ve biberle servise sunun.  Afiyet olsun.







11Ocak 2011
SARAY BÖREĞİ

( Osmanlı Mutfağı)
Malzemeler:
4 adet yufka
yarım çay bardağı süt
yarım çay bardağı zeytinyağı
1 adet yumurta sarısı İç malzeme:
350 gr kıyma
2 adet iri soğan
yarım demet maydanoz
1 çorba kaşığı sıvıyağ
1 çorba kaşığı tereyağ
2 çorba kaşığı dolmalık fıstık
3 çorba kaşığı kuş üzümü
tuz, karabiber, kekik,tarçın


Yapılışı: Tavaya yağı ve fıstıkları alın fıstıkları hafif pembeleştirin, doğranmış soğanları ilave edin soteleyin kıymayı ekleyin kavurun kuş üzümlerini tuz ve baharatları ekleyin ocaktan alın, ince kıyılmış maydanozlıarı ilave edin karıştırın börek içi hazır.
Bir adet yufkayı tezgah üzerine alın, yağ ile sütü çırpın karışımdan yufkanın yarısına iki kaşık gezdirin yufkanın diğer yarısını katlayın ortadan ikiye kesin  iki üçgen parçaya birer  kaşık karışımdan gezdirin, geniş kenarına hazırladığınız iç malzemeden iki kaşık koyun uzun sigara böreği şeklinde sarın.
Yufkaların hepsini bu şekilde hazırlayın. Yağlanmış tepsiye dizin üzerlerine yumurta sarısı sürün fırında pişirin. Sıcak servis yapın. Afiyet olsun.


*****************************************





02 Eylül 2010
HÜNKAR BEĞENDİ
( Osmanlı Mutfağı )

Malzemeler:
750 gr kuşbaşı et
5 adet patlıcan
2 baş kurusoğan
1 adet domates
1 tatlı kaşığı salça
6 çorba kaşığı tereyağ
2 çorba kaşığı un
1 su bardağı süt
1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
tuz karabiber
2 su bardağı sıcak su

Yapılışı: Patlıcanları közleyin kabuklarını soyun çatalla ezin.
Etleri tencereye alın doğranmış soğanları ilave edin etler ve soğanlar suyunu bırakıp çekinceye kadar soteleyin dört kaşık tereyağı ilave edin yağ eriyince salçayı katın biraz daha soteleyin, sıcak suyu ilave ederek etler yumuşayana kadar pişirin, suyu yeterli gelmezse su ilave edebilirsiniz. etler suyunu çekince kabukları soyulmuş doğranmış domatesi ilave ederek biraz daha soteleyin tuzunu, karabiberini ekleyin ocaktan alın, sıcak muhafaza edin.
Derin bir tavada iki kaşık tereyağı eritin unu ilave ederek birkaç kez çevirin, ezilmiş patlıcanı ekleyin karıştırarak ısıtın ısınınca rendelenmiş kaşar peynirini ekleyin kaşar eriyinceye kadar karıştırın,  kaşar eriyince karıştırarak azar azar sütü ilave edin tuz ekleyin ocaktan alın.
Isıya dayanıklı ısıtılmış servis tabağına patlıcanı yaydırın üzerine etleri ilave edin sıcak servis yapın. Afiyet olsun.


********************************


OSMANLI RAMAZAN SOFRALARI

Dönemin en iyi iftar sofraları nerelerde kurulurdu

Osmanlı döneminde en zengin iftar sofraları hangi şehirlerde kurulurdu. 
Osmanlı döneminden bugüne  aktarılanlar, herhangi bir şehrin İzmir’in önüne geçmiş olması pek de mümkün görünmüyor.
İzmir, Osmanlı döneminde Ramazan ayında kurulan büyük iftar sofralarıyla ün yapmış bir şehirdi.
Dönemin ev hanımları Ramazan ayında bütün mutfak hünerlerini ortaya koyar ve pekçok kadın bir araya gelerek, namı günümüze ulaşmış dev iftar sofralarına ev sahipliği yaparmış. 
İzmir’in dillere destan iftar soflarında  140 çeşit yemek bulunurmuş.



MUTANCANA ( Osmanlı Mutfağı )



23 Ağustos 2011
MUTANCANA

Malzemeler:
1 kg kuzu eti
8-10  adet kuru kayısı
8-10 adet kuru çekirdeksiz mürdüm eriği
1 kase arpacık soğan
1 çorba kaşığı un
1 kaşık zeytinyağı
2 kaşık tereyağ
2 tatlı kaşığı bal
1 avuç soyulmuş badem
tuz karabiber
1 su bardağı sıcak su


Yapılışı: Bademleri sıcak suda bekletin kabuklarını soyun, Tencereye tereyağ ve zeytinyağı ekleyin yağ eriyince eti ilave edin ve suyunu çekene kadar soteleyin, soğanı ekleyip biraz soteleyin.
Bir kaşık un serpin ve 1-2 dakika çevirin, ılıtılmış suyu ekleyin ve ağır ateşte etler ve soğanlar yumuşayıncaya kadar pişirin.
Tuz ve karabiber serpin bal doğranmış kayısı ve erikleri ilave edin ve beş on dakika daha pişirin ocaktan alın. Tavada bademleri kavurun . Servis tabağına aldığınız yemeğin üzerine serpiştirin. Afiyet olsun.


************************************

OSMANLI PİLAVLARI

Pilav hakkında Et yemeklerinin ve kuru fasulye gibi yemeklere eşlik eden pilav türleri; domatesli pilav.şehriyeli, badamli, fıstıklı, üzümlü, tavuklu, düğün pilavı, bezelyeli, patlıcanlı türleri vardır.
Çeşit, çeşit pilavlar, yemekler Osmanlı saray mutfaklarından doğmuştur.
Pilav sadece Osmanlının değil Türklerin vazgeçilmez yemeğidir. Pilav yalnız pirinçle  değil bulgurla ve kuskus ile  çeşitli pilavlar yapılır.




24 Ağustos2011
DANE-İ SARI

2-3 adet tavuk but veya göğüs eti
3 su bardağı pirinç
3 su bardağı tavuk suyu
2 kaşık tereyağı
1 kaşık zeytinyağı
1 avuç badem
1 dolu çay kaşığı safran
1 kahve fincanı gülsuyu (safran için )
2 tatlı kaşığı bal
1 su bardağı haşlanmış nohut
Tuz

Yapılışı: Safran gülsuyunda en az üç  saat kadar dinlendirilir. Pirinçler yıkanır ılık suda bekletilir. Bademler sıcak suda bekletilir kabukları soyulur kavrulur. 
Tavuk but veya göğüs eti üstünü geçecek kadar suyla haşlanır.
Kaynarken biriken köpük temizlenir. Tavuk etleri pişince bir kaseye suyu süzülür. etler küçük parçalara bölünür haşlanmış nohutlar ve biraz tuz karabiber serpilir karırıştırılır.
Pirinçler  süzülür. Tencereye alınan zeytinyağ ve tereyağ eriyince pirinçler kavrulur, kavrulan pirinçler iki ayrı tencereye bölünür bir tencereye bir bardak tavuk suyu, tuz, bir tatlı kşığı bal ilave edilir pilav pişirilir.
Diğer tencereye beklettiğiniz safran süzülür bir bardak tavuk suyu, bir  tatlı kaşığı bal, tuz eklenir karıştırılır  pilav pişirilir.
Pilavlar onbeş dakika demlenmeye bırakılır. Süre sonunda kaşıkla ezmeden karıştırılır, bir kalıba önce  kavrulmuş bademler dizilir safranlı  pilav konulur düzeltilir üerine nohutlu tavuk eti konulur yaydırılır üzeri sade pilavla kaplanır  düzeltilir, kalıp düz servis tabağına ters çevrilir . 
Sıcak servis edilir.  Afiyet olsun.


******************************************

OSMANLI ÇORBALARI




OSMANLI ÇORBASI

100-150 gr dana eti
10 Adet mantar
2-3 Adet taze soğan
yarım kase kıyılmış ıspanak
1 çorba kaşığı salça
1-2 Çorba kasığı un
1 Çorba kasığı tereyağı
1 çorba kaşığı sızma zeytinyağı
tuz, pulbiber,nane

Yapılışı: Küçük küçük dogranmış etleri haslayın. Daha sonra bir tencereye zeytinyağı ve tereyağını alın etleri yağda biraz çevirin.
İçine dilimlenmiş mantar ve ince kıyılmış ispanakları ve taze soğanları ekleyin soteleyin.
İçine suyla ezilmiş salça ve unu dökün karıştırın  yeterli miktarda et suyunu ekleyip tuzunu karabiberini ilave edin, onbeş dakika pisirin ocaktan alın.
Servis kasesine oldığınız çorbanın üzerini pulbiber ve naneyle süsleyin sıcak servis yapın. Afiyet olsun.


************************************

OSMANLI ŞERBETLERİ


TEMR-İ HİNDİ ( DEMİRHİNDİ )
Osmanlı zamanında şerbetçilik günlük hayatta çok geniş bir yer almasından sebep, envai çeşit şerbetler yapılırmış. Şerbetler yaz aylarında özellikle Ramazan aylarında iftar ve sahurda serinletici olarak içilebileceği ve ikram edilebileceği gibi iştah açıcı özelliğiyle de yemekle beraber içilebilir. Batılıların tamarint dedikleri bizdeki eski adı ile Hint Hurması isimli demir hindi meyvesinden yapılanlar hatırı sayılan şerbetler arasında yer alıyor.
Demir hindi tropik bölgelerde yetişen kalın gövdeli, zümrüt yeşili oldukça ekşimsi bir meyve. Eskiden yemeklerde ekşi yerine kullanılırmış. Kabukları siyah renkte, eti yumuşak besleyici ve ferahlık verici bir meyve.




Demirjindi meyvesi
Afrika bitkisi olan Demirhindi mayhoş tadıyla meşhurdur. Asya mutfağında çeşitli yemeklerde de kullanılan Demirhindi Osmanlı mutfağına girer girmez popüler olmuş ve Ramazan ayının da vazgeçilmez şerbetlerinden birine dönüşmüştür.


Osmanlı mutfağının en önemli özelliklerinden birinin şerbetler olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak bu şerbetlerden biri, Demirhindi şerbetidir. Her ne kadar Osmanlı mutfağı portakal şerbeti, turunç, şeftali, kayısı, erik, badem şerbeti, kavun çekirdeği şerbeti, gül, menekşe, yasemin, nar, kızılcık, çilek, koruk, keçiboynuzu şerbetleriyle dolu olsa da, Demirhindi’nin yeri hep ayrı olmuştur.



DEMİRHİNDİ ŞERBETİ



1 TEMMUZ 2010
DEMİRHİNDİ ŞERBETİ
( Osmanlı Mutfağı'ndan)

Malzemeler:
200 gr demirhindi (Hint hurması)
10 su bardağı su
2 su bardağı tozşeker
2 tane karanfil
1 parça çubuk tarçın
1 parça zencefil

Yapılışı: Akşamdan derin bir tencereye demirhidiyi, şekerin ve suyun yarısını ilave ederek çözülmeye bırakın. Ertesi gün şekerin ve suyun diğer yarısını ilave ederek güzelce kaynatalım.
Daha sonra zencefil, karanfil ve tarçını ilave ederek on dakika daha kaynatalım ocaktan alalım soğumaya bırakalım.
Yeterince soğuduktan sonra temiz bir tülbentten süzüp elde ettiğimiz demirhindi şerbetini şişelere dolduralım. Buzdolabında bir gün bekletip soğuk servise sunalım.
Sunum sırasında taze nane yaprakları ile süsleyebilirsiniz.Afiyet olsun


 DEMİRHİNDİ
ŞERBETİNİN YARARLARI

Susuzluğu giderir, serinlik verir, bağırsakları temizler, vücudu rahatlatır, kabızlığın giderilmesine yardımcı olur.


Osmanlı Mutfağında Ramazan Aylarında iftar, sahur ve konuklara ikram etmek için çeşitli şerbetler hazırlanır özellikle, Demirhindi şerbeti, Limonata Şerbeti, Ramazan Şerbeti ve Gül Şerbeti en çok tüketilenler arasında yer alır.

Ramazan Şerbetleri Tarifleri İçin ( Tıklayınız...)


**********************************************



OSMANLI TATLILARI




ZERDE

Malzemeler:
1 su bardağı pirinç
9 su bardağı su
3,5 su bardağı tozşeker
1 çorba kaşığı nişasta
2 çorba kaşığı gülsuyu
1 tatlı kaşığı safran
kuş üzümü
çam fıstığı
şam fıstığı

Yapılışı:Önce gülsuyu ile safranı bir fincan içinde  üç dört saat bekletin.
 Ayıklanmış yıkanmış pirinçlere su ilave edin pirinçler yumuşayıncaya kadar ocakta kaynatın.
Biraz suyla ezilmiş nişastayı ilave edin karıştın kaynatın, şekerini ve 2 çorba kaşığı kuş üzümü ilave edin beklettiğiniz safranı süzün tatlıya ilave edin  tatlıyı karıştırarak bir iki taşım daha kaynatın. Ocaktan alın kepçeyle kaselere boşaltın üzerlerini kavrulmuş fıstık, üzüm ve dövülmüş şam fıstığı ile süsleyin.
Soğuk servis yapın. Afiyet olsun.



Sakızlı muhallebi (Osmanlı Mutfağı)



19 Ağustos 2011
SAKIZLI MUHALLEBİ

Malzemeler:
1 lt süt
1 su bardağı tozşeker
3 kaşık un
2 kaşık tereyağ
3 kaşık nişasta
2 nohut büyüklüğünde damla sakız
antep fıstığı
süslemek için arzu edilen reçel veya marmelat

Yapılışı: Tencereye tereyağını alın yağ eriyince unu hafif kavurun, azar azar soğuk sütü ilave ederek iyice çırpın topaklaşmaması için, şekeri ilave edin bıçakla çenttiğiniz damla sakızı ve biraz suyla ezdiğiniz nişastayı ekleyin ara vermeden karıştırarak koyulaşıncaya kadar pişirin.
Muhallebiyi kaselere veya borcam tepsiye boşaltın. Muhalebi soğuyunca fıstık serpin, reçel veya  marmelatla süsleyin. Afiyet olsun





Sayfa başına git
Facebook beğen
 
HAYIRLI GÜNLER
 





 
us


 

ANA SAYFAYA GİT



YEMEK GÜNLÜĞÜM

* YEMEK TARİFLERİ *


"Mutancana
(Osmanlı mutfağı

"Dane-i Sarı
(Osmanlı mutfağı)


*RAMAZAN YEMEKLERİ *Kırma Börek

*ZEYTİNYAĞLI YEMEKLER * Zeytinyağlı Yaz Türlüsü.
*TURŞU TARİFLERİ *Lahana Turşusu

* KIŞA HAZIRLIK *Tarhana Yapımı

*ETLİ YEMEKLER *Nohutlu Et Sote

*ÇORBA TARİFLERİ *Pirinçli Sebze Çorbası
*Sütlü Sebze Çorbası
*Pirinçli Mercimek Çorbası
*Tavuklu Nohut Çorbası


*SALATALAR *Yeşil Mecimekli Kuskus Salatası

*TAVUK YEMEKLERİ *Tavuklu Bamya





www.kolayyemekler.tr.gg


İSTANBUL
LALE FESTİVALİ

YÖRESEL YEMEK
TARİFLERİ

GEZİ RESİMLERİM


30Temmuz 2009
Giresun Kümbet yaylası






30 Temmuz 2009
Kümbet Yaylası Çiçekleri


17 Eylül 2009 Trabzon
Sümela Manastırı



18 Eylül 2009 Erzincan
Terzibaba Camisi


19 Eylül 2009 Sivas


20 Eylül 2009 Adıyaman
Nemrut Dağı



21 Eylül 2009 Urfa
Balıklı Göl


Urfa Balıklar



22 Eylül 2009 Gaziantep Kalesi



23 Eylül 2009 Nevşehir
Uçhisar kalesi


23 Eylül 2009 Peri Bacaları



23 Eylül 2009 Kayseri


09 Eylül 2010 Bartın İnkumu


10 Eylül 2010 Amasra



11 Eylül 2010 Safranbolu



22 Eylül 2011 İzmir Konak Saat Kulesi



25 Eylül 2011 Kuşadası



28 Eylül 2011 Efes
 

Copyright © 2007 - 2022 kolayyemekler.tr.gg. Tüm hakları saklıdır. Hiç bir şekilde kopyalanamaz, yayınlanamaz







 






KOLAY YEMEKLER. Creative Commons Lisansı bağlantısındaki esere dayalı olarak
 Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol